18 Ağustos 2016 Perşembe

NERDEYDİM, NELER OLDU, NELER YAPTIM?

NERELERE KAYBOLDUM?

Herkese tekrar merhaba,

Uzun bir aradan sonra sayfamda yazmaya geri döndüm. Bu geri dönüşü yapmak için birkaç aydır uğraşıyordum. Ancak yoğun bir dönemden geçtiğim için bir türlü fırsat bulamamıştım. Bir hızla blog sayfası açıp daha sonra yazamamak çok kötü bir durum.

Geçmiş yazılarımı şöyle bir taradığımda güncel kilom ve spor programımla ilgili tek bir yazımı bulamadım. Fikirler, yaptıklarım, önerilerim var fakat kilo takibi ile alakalı tek bir yazım yok. Beni tanıyın yazımda en son 59 kiloda kalmışım...

Tabi sonrasında 53 kiloya kadar düştüm. Haftada 6 gün sporumu yaptım. Her şey çok düzenli bir şekilde giderken Mayıs 2016' da babam ayağını kırdı. Öncesinde de sporu azaltmıştım. Babam ayağını kırdıktan sonra hastane, ev, okul derken spor yapmak için enerjim ve zamanım kalmıyordu. Bu arada düzensiz beslenme, geç kalkma, geç yatma durumlarından dolayı kilom hızla artmaya başladı. Önce 56 kilo oldum ve vermek için birşeyler yapmaya çalışırken başarısız olup 59 kiloya kadar çıktım. ( Soldaki resim 53 kilo olduğum zamandan...)

Hedefim 49 kilo olabilmek iken ben 53 kiloyu koruyamayıp 59 kiloya kadar çıkmıştım. Tabi bu arada hedefim, amacım ve isteklerim yolundan saptı. Eminim benim gibi olan, hatta benden daha fazla kiloyu geri alıp artık başaramayacağını düşünen birçok insan var. Bu arada hemen diyetisyenimle irtibata geçtim. Fakat diyetisyenim doğum iznine ayrıldığı için maalesef Kasım ayına kadar görüşemeyeceğiz. 

Önce bende bir panik başladı. Giymek istediğim çoğu şey artık istediğim gibi olmuyordu . Daraltmak için ayırdığım yada bol gelen tüm kıyafetlerimi çıkardım ve tam olanları dolabıma geri koydum. Moral olarak kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Kendi başıma düzenli beslenmeye geri dönmem gerekiyordu. Mide çok nankördü ve beynime olur olmaz sinyaller gönderip yararsız ne varsa onları istiyordu. 

Ve yine Kasım ayında başlayan serüvenim tekrar diyetisyenimle beraber Kasım ayında başlayacak gibiydi. Kendimi buna hazırlamışım gibi rahat davranırken bu böyle olmaz diyerek tekrar zorlansamda diyet yapmaya başladım. 9 Ağustos' ta 59 kilo ile diyetime başladım. Şimdilik maalesef spor yapmak içimden gelmiyor. Onun içinde kendimi motive etmeye çalışıyorum. 

Güncel kilom: 57.9 ( Sol en güncel halim)

Hedef  kilom: 48

Kendime her hafta için 1 kilo verdim. Bakalım Kasım ayı diyetisyen randevuma kadar kaç kilo vereceğim. Her hafta kilo durumum ve ruh halimle ilgili yazılar yazmaya çalışacağım. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.... Bol eksili haftalar diliyorum :)




23 Temmuz 2015 Perşembe

BEN ZAYIFLAMAK İSTİYORUM...





HERKESE MERHABA



Kanalımın duyurusunu daha önce yapmamıştım... Bu kanalımın yeni başlangıç videosu... İzleyip yorum yaparsanız çok sevinirim...



Şimdiden teşekkürler...




1 Mayıs 2015 Cuma

İNSÜLİN DİRENCİN Mİ VAR... ARAMIZA HOŞGELDİN...

Herkese Merhaba,

Uzun bir aradan sonra yeni yazımla sizlerleyim. Aslında ara vermeden yazılar yazıp, araştırdığım bilgileri sizlerle paylaşmayı çok istiyordum. Ancak bir türlü vakit bulup sayfama bir şeyler yazamıyorum. Öncelikle bu nedenden dolayı sizden özür diliyorum.

Bugün sizlerle birkaç haftadır üzerinde uzun saatler araştırma yaptığım bir konudan bahsetmek istiyorum. Başlıktan da anlaşılacağı üzere İnsülin Direnci bu haftaki konumuz.

Konuyu araştırma sürecine geliş  Annemde İnsülin Direncine bağlı kilo verememe durumu ortaya çıkması ile oldu. Öncesinde İnsülin direnci durumunu sıkça duymama rağmen başa gelmeyince pek araştırılmaz ya bizde de durum aynen bu şekildeydi. Üstelik kilolu olduğu dönemde gözlenmeyen bu durum belli bir kilo verimi sonrasında ortaya çıkınca beni daha da meraklandırdı.

Sağlıkla ilgili bir bilgi birikimim yok açıkcası ve bu konularla alakalı bir bölümde okumadım. Bu nedenle çeşitli doktorların bu konulardaki kitapları ve bazı sağlık kuruluşlarının yayınlarından ve yine araştırma makalelerinden yararlandım.

Araştırırken gördüm ki  uzmanların bir kısmı insülin direncinin kilo artışına sebep olduğunu savunurken, bir kısım uzman ise kilo artışının insülin direncine sebep olduğunu vurgulamakta. Peki hangisi gerçek durum, aslında iki durumda insanların metabolik durumlarına göre doğru tespit edilmiştir.

Dr. Ayça KAYA' ya göre; Yağ dokusu ve İnsülin hormonu birbirleri ile anlaşamadığı için kilo artışı gözlenen kişilerde insülin direnci oluşma olasılığı çok fazlaymış. Konuyu açacak olursak kişi alışık olduğu kilonun üzerine çıkmaya başladığında vücutta insülin hormonu da yükselmeye başlar. İnsülin vücuda depolamayı sever. aynı zamanda da vücudun şeker ihtiyacını arttırır. Vücutta dolaşan bazal insülin değerleri yükseldikçe vücudun karbonhidrat isteği de artar.

Tabi bu durumların sonucunda da bizde şu durum başlıyor gelsin pastalar, börekler, tatlılar, mantılar. bu durumda olan insanların hamurlu ve şekerli yiyecekleri sevmesi, daha çabuk acıkması, daha çok yemek hayali kurmasının altındaki en önemli nedenlerden biri de budur.

Uzmanlara göre eğer ailenizde şeker hastası varsa, göbek yağlarınızdan şikayetçiyseniz , " Açlığa tahammülüm yok, şekerli ve hamurlu yiyecekleri çok seviyorum, geceleri uyanıp bir şeyler yemekten kendimi alamıyorum" diyorsanız sizde de insülin direnci olabilir.

Eğer bu durumları yaşıyorsanız uzmanların önerisi bir iç hastalıkları uzmanına başvurarak muayene ve testlerden geçmeniz yönündedir.

Test ve muayene sonucu insülin direnci çıkan kişilerin bu direnci kırabilmeleri için en iyi yol egzersiz yapmalarıdır. Günlük aktivitelere ek olarak 40-45 dakika tempolu yürüyüşün hücre ve hormonlar arasındaki ilişkiyi güçlendirdiği bilinmektedir.

Şimdi gelelim bu tip problemleri olanlar için beslenme önerilerine;

İnsülin direnci olanların, beslenmelerinde dikkat etmeleri gereken en önemli kural, kan şekerlerini hızlı yükseltmeyecek yiyecek gruplarını bilmeleri ve beslenmelerinde bu yiyeceklere daha çok yer vermeleridir.

Burda anlatılması gereken bir diğer husus, kan şekerimizi yükselten yiyeceklerin Glisemik İndeksi kavramıdır.

GLİSEMİK İNDEKS anlaşılabilir şekilde anlatacak olursam bazı karbonhidratların hızla kan şekerini yükseltmesi durumudur. yani GLİSEMİK İNDEKSİ yüksek olan besinler kan şekerini hızla yükseltir. Bu durum sonucu vücutta hızlı bir insülin salınımı olur.  hızla salınan insülin ortamdaki şekeri kullanır ve anında hücrelerde depolamaya başlar. bu durumda şeker ortadan kalktığı için kişide hızla acıkma başlar, canımız şeker oranı yüksek besinleri yemek ister. Bu tip sorunu olan kişilerde yemekten sonra halsizlik, bitkinlik gibi şikayetler ortaya çıkar.

gelelim GLİSEMİK İNDEKSİ YÜKSEK besin maddelerine; Bunlar,


  1. Sofra Şekeri,
  2. Bal,
  3. Pekmez
  4. Reçel
  5. Helva
  6. Lokum,
  7. Çikolata
  8. İçine sofra şekeri giren her türlü tatlı.

Bunlarla birlikte 
  1. Muz,
  2. İncir,
  3. Üzüm,
  4. Kavun,
  5. Karpuz, gibi meyveler,
  6. Beyaz un,
  7. Pirinç,
  8. Beyaz makarna,
  9. Patates,
  10. Havuç,
  11. Bezelye,
  12. Mısır, gibi sebzelerde vardır.

GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLAN YİYECEKLER  ise,

  1. Daha ekşi meyveler ( kivi, erik, portakal, mandalina, grefurt, ekşi elma, ananas)
  2. kuru baklagiller,
  3. Bulgur,
  4. Esmer unlar,
  5. Esmer makarna, örnek gösterilebilir.
(Burada Diyetisyen Neslihan Aktepe'nin milliyet.com.tr deki  besinlerin glisemik indeks tablosuna bakabilirsiniz)

YALNIZ UNUTMAYIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK DİYE BİR YİYECEĞİN KALORİSİ DE DÜŞÜK OLACAK DİYE BİR ŞEY YOK.


Gelelim evdeki duruma,
  1.  Mutlaka hamur işi yapacaksanız tam tahıllı unlar ve esmer şeker tercih etmelisiniz. 
  2. Kullandığınız unları süt veya yoğurtla karıştırırsanız glisemik indeksleri biraz daha düşer,
  3. Hamur işleri et, tavuk veya balık gibi bir proteinle birlikte yenirse, hele bu yiyeceklerin yanında bir de bol limonlu salata tüketilirse kan şekeri çok daha yavaş bir şekilde yükselir. 
Yalnız burada önemli olan en büyük etken porsiyonlarımızın büyüklüğü. Porsiyonlarımız aşırı büyük olmamalı. Günlük alınması gereken kalori miktarını aşmamalıyız. 

Bu Besin piramidinde içerisine dışardan şeker ilavesi yapılmış besinler ve doğal şekeri olan besinler verilmiştir.

Araştırma yaparken beni etkileyen en önemli şey;

VÜCUDUNUZU UZUN SAATLER AÇ BIRAKMAYIN, sözüdür. 

Derine inecek olursak uzun süreli açlık durumunda vücut gelen en ufak şeyi direk depolama eğilimine gidiyormuş. bundan dolayı uzmanlar diyetlerinizde 4 saati geçen açlık durumlarından uzak durun diye bizleri devamlı uyarmaya çalışıyorlar. 

Bu durumda da devreye Ara Öğünler giriyor. Ara öğünler gerçekten vücut için ve diyette sağlıklı kilo verilebilmesi için çok önemli. Ara öğünlerinizi aman ha aksatmayın...

Uzun bir yazı oldu. Umarım bir nebzede olsun bilgilendirebilmişimdir. 

Bir sonraki yazıma kadar gününüzden sağlık ve spor eksik olmasın... 

Bilgi paylaşıldıkça güzeldir... Görüş  ve önerilerinizi bekliyorum. 

HOŞÇA KALIN.... 







30 Ocak 2015 Cuma

YENİ KARAR ALALIM MI?

 Herkese Merhaba,

Hafta sonu geldi çattı ama ben hala bu hafta hiçbirşey yazamadım. Bir türlü yoğunluğumu azaltıp yazılarıma zaman ayıramıyorum.

 Haliyle bu yoğunluk durumu diyetime de sirayet etti. Uzun saatler aç kalmaya devam ediyorum. Su içme isteği uçtu gitti... Sabah koşuları unutuldu... Yürüyüşlere bir türlü devam edilemiyor...



Akşamları pişmanlıktan çıkabilmek için akşam yogası yapıyorum...( stresten arınmamız lazım...)



Akşam 19:00' dan sonra mutfak kapalı. (bikini sağolsun bu alışkanlığı bana kazandırdı.)

Gel gelelim bir moddan düşme, bir kendinden geçiş, bir boş vermişlik  halindeyim. Bu halden çıkmak lazım. Yeni kararlar almak lazım.

Ah ah canım bikini ( www.bikiniprojesi.blogspot.com.tr ) daha önce demişti de işte o rehavet bana uğramaz, yanımdan geçmez derdim. Şimdi rehavet geldi gitmek bilmiyor.

Aynada o çıkan göbek mi?  Yok yok ödem o ödem...  Diyerek kendini kandırma moduna girdiğim şu günlerde acilinden eski motivasyonlu, sporlu, diyetli günlere geçiş yapmam lazım...

Hemen yeni kararlar alıp uygulamaya geçmek lazım.




Benimle yeni kararlar alıp uygulamak ister misiniz? İnstagramda ve blogumda  #subattayenikararim hashtag'ı ile yeni kararını yada kararlarını paylaşıp şubat ayı boyunca uygulamaya ne dersin?



Haydi sende başlattığım bu uygulamaya katıl.

Hep birlikte eğlenelim ve birbirimizi motive edelim...

HAYAT HERŞEYE RAĞMEN ÇOK GÜZEL

Bir sonraki yazımda görüşürüüüüz......

İnstagram hesabım: @burcubilici16




10 Ocak 2015 Cumartesi

SAÇLAR İÇİN SATINIQUE SAÇ DÖKÜLMESİ ÜRÜNLERİ İNCELEMESİ

Herkese Merhaba

Uzun süredir kullandığım ve oldukça memnun olduğum bir ürün serisinin tanıtımını yapmak istiyorum. Bu ilk ürün inceleme yazım. Umarım güzel ve faydalı bir yazı olur.

Hadi ürün serimizi inceleyelim...

SATINIQUE Amway firması bünyesinde bulunan saç üzerine çalışmalar yapan köklü bir firma. Geçtiğimiz sene Satınıque firması ürünlerinde çeşitli değişiklikler yaparak yeni ve daha etkili ürün serileri çıkardı. Bunlardan benim gerçekten uzun süredir kullandığım ve olumlu sonuçlar aldığım bir ürün serisini size kısaca anlatmak istiyorum.

Saçlarımda mevsimsel dökülmeler haliyle oluyordu. Ancak diyet sonrası bu dökülmeler artmaya başladı. Saçlarımın gerçekten saç dökülmesi karşıtı ürünlere ihtiyacı olduğu bir dönemde bu ürünler imdadıma yetişti.

SAÇ DÖKÜLMESİNE KARŞI ŞAMPUAN VE SAÇ KREM




Bu şampuanın içeriğine ve vaadlerine bakarsak;

1.Gi nseng, dut yapragı özü karısımı saç
deri si ne masaj yapıldığında dolasımı
uyarır, kırılmadan kaynaklanan saç
kaybını azaltır.

2. Yüksek performanslı formül ayda
1.800 saç teli ne kadar kaybın
önlenmesi ne yardım eder.

3. Kırılgan, i ncelen saç yeni kalınlık
ve dolgunluk boyutları kazanır.

4.Kırılma nedeni yle gerçeklesen saç
kaybının azalmasına yardım eder
ve saçları daha dolgun ve daha kalın
görünür bırakır.

BENDEKİ SONUÇ;

Ürünü kullanmaya başladıktan 1 hafta sonra (haftada 3 gün ürünü saç kremiyle kullandım.) saç dökülmem de azalma başladı. Saçlarım daha dolgun ve daha kalın telli görünmeye başladı. saç uçlarımdaki ve boylarındaki kırıklarda gözle görülür azalmalar yaşadım. 1 şişe şampuan 4 ay gibi bir sürede bitti. Bitmesine yakın bebek saçlarımın arttığını farkettim. Saç kremi 8-9 ay kullanılabiliyor. Köklü sonuç alınabilmesi için 1 yıl ürünü kullanmak sağlıklı olur diye düşünüyorum.

Saç normale döndüğünde saç tipine göre şampuana geçiş yapılabilir.

SAÇ DÖKÜLMESİNE KARŞI TONİK

Bunun dışında bu seriye bağlı olarak bir ürün daha var ki, o üründe inanılmaz bir ürün. yoğun şekilde saç dökülmesi yaşayanlar için olan ürün yoğun dökülme oluşan bölgelerde dökülmeyi durdurup tekrar saç çıkmasını sağlıyor. Benim bu şekilde bir sorunum olmadığı için ürünü deneme şansım olmadı. Ama kellik başlangıcında olan ve yoğun saç dökülmesi yaşayan kişilerin  bu ürünü denemesi gerektiğini düşünüyorum.




SERİYE GENEL BİR BAKIŞ



          Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir sonraki ürün değerlendirmesinde görüşmek üzere...

           KENDİNİZE İYİ BAKIN...

         



Not: Sponsorlu bir ürün değildir. Reklam amacı güdülmemektedir. Tamamen kullanıcı yorumudur.